MAVİ BONCUK

MAVİ BONCUK
4 Kasım 2023

Bir zamanlar, Emel Sayın'ın seslendirdiği mavi boncuk şarkısı pek ünlüydü... Şarkının filmi yapılırken, efsaneler geçidi gibi de bir kadro oluşturulmuş; Emel Sayın, Tarık Akan, Zeki Alasya, Metin Akpınar, Münir Özkul, Halit Akçatepe, Kemal Sunal ve Adile Naşit gibi usta sanatçılar rol almışlardı. TV de defalarca yayınlanmış, ben de, defalarca seyretmişimdir fakat defalarca daha da seyredebilirim ! Şarkıda: Onda bunda şundadır, Şunda bunda ondadır, Mavi boncuk kimdeyse benim gönlüm ondadır diyordu...Bizim bugünki  konumuzsa, negatif enerjiden korunmak için kullanılan mavi boncuklar !

Nazar değmesine inanır  mısınız diye toplumumuza sorduğumuzda, çok büyük bir  kesim inandığını söyleyecektir.  Nazarla eş anlamlı olarak göz değmesi de kullanılır.Ne var ki; benim düşüncemde nazar, sadece insandan insana vuku bulan bir etkileşim değil. Evrenden de bir nazar enerjisi gelip bizleri bulabiliyor.. Evrenden gelen negatif enerjiye evren nazarı denilebilir fakat  evrenden sadece negatif değil,  pozitif enerji de geliyor ve buna da bizler şans diyoruz. Bense, evrenin bizi hedefleyen negatif ve pozitif enerjilerinin toplamına yıldız tozu ifadesini uygun görürüm.Yıldız tozu, havalı, janjanlı bir ifade olup, biraz perileri de anımsatmasıyla sevimlileşiveriyor benim hayalimde... Ne var ki ;  yıldız tozları, nazar ve şansı kapsamakla birlikte, aynı zamanda, içinde değişik varyasyonlar göstererek biraz  başkalaşma özelliğindedirler.   Konuyla ilgili yazım arşivlerde duruyor, merak edenler okuyabilir.

Dinimiz nazara karşı yapabileceklerimiz hakkında bir yol gösterir. İlk ve öncelikli olarak, besmele çekmeyi alışkanlık haline getirmemiz gerekiyor ! Besmelenin  gerekliliği konusunda en ufacık bir şüphem bile yokken, henüz bu alışkanlığı tam olarak kazanamamış olmaktan kendi adıma esefleniyor, topuğuna tükür Güner diyorum kendime. Yatarken, kalkarken, yürürken, gülerken, ağlarken, arabaya binerken, inerken, yemek yerken besmeleyi söylememiz gerekir ki, ilahi koruma her an bizimle olsun..  Sık sık Allahım yardım et deyip; Allahı anmanın da aynı etkiyi yapacağına  inanıyorum. İşin aslı Allaha sığınmak olsa gerek...Bunun yanında;  Allahımızın yarattığı madde ve  varlıklara  verdiği fiziksel özelliklerin, birbirleri ile etkileşmesi vasıtasıyla da  korunma yolları oluşturulmuş.  Biliyorsunuz geçenlerde kurşun dökme ve değerli taşların özelliklerinden bahsetmiştim. O zaman söylediklerimi hatırlatıyor, bazı ilaveler de yapmak istiyorum.

Okul hayatım, zaman zaman bahsettiğim gibi, oldukça  gezintili geçti. İlk okul son sınıfı da Karabükün Eflani ilçesinde okudum. Çocukluk çağında bulunduğun her yer, ara ara  özlenir. Belki de asıl özlediğimiz o çocukluk günlerimizdir ! O günlere geri dönemeyeceğimize göre, mekanlarına gidip, şöyle bir bakarak, bir nevi kendimizi avutuyoruzdur belki. Ben de arada bir geçmişteki o yerleri  görmek istiyorum . Yine böyle bir arzuyla Eflaniye  giderken, yolda bir tabela gördüm.  Cam Fabrikası yazıyordu  Eflani oldukça ormanlık bir coğrafyadır. Bu ormanların arasına bir cam fabrikası yapılmış ! Hemen görmek istedim. Gittik baktık. Görmek istememin nedeni çevreye zarar verip vermediğini anlamak içindi. Fabrikanın bulunduğu yer ormanın tam ortasında yer alıyordu ve etrafındaki çam ve göknarlar beyaz bir toza bulanmıştı. Sorunca bunların kuvars tozu olduğunu öğrendim. Cam büyük ölçüde kuvarsdan yapılıyormuş. Eflanide de kuvars bol olduğu için fabrika buraya kurulmuş. Ne var ki;  ağaçları toza bulamaya da kimsenin hakkı olmamalı değil mi? Onlar bizim nefes almamız için klorofilleri ile oksijen üretirken, biz onları tozlara bulayıp, yapraklarının  üstündeki porları tıkayarak, nefessiz bırakıyoruz. Çevreyi kirletmeden neden hiçbir şey yapılamıyor? Eğer ki, yaşam kaynaklarımızı yok etmek için, özel olarak görevlendirilmiş olsaydık, bu kadar başarılı olamazdık. İns görev olarak yaptıklarından hoşlanmaz, savsaklar çünki. Filtre takmaktan niye bu kadar imtina ediliyor ! Cevap belli, elbette ekonomiktir neden. İnsan canlısı genel olarak cimri ve egoist bir varlık olsa gerek ! İki kuruş için, benden sonrası tufan olsun diyebilen bir canlı ins.Hiç sevmem cimriliği. Bana göre parasına cimri olan, duygusunda da cimridir. Duygusunda cimri olan iyi söz söylemede cimridir. Bu böyle sürer gider, en son sevgiye sıra gelir ve maalesef sevgilerinde de cimri olurlar. Oysa ki şarkıda da söylendiği gibi " Bu dünyada sevgi büyük ihtiyaç, Herkes sevmeye sevilmeye muhtaç "  Sonuç olarak  cimrilik,  hayatı sonlandıran bir tutum olarak  çıkar karşımıza. Yokluk getirir her yere.

Konumuza dönersek, biliyoruz ki, kuvars nazar kovucu bir maden. Kuvars takılar bu amaçla kullanılıyor. Ne var ki yüzyıllardır kullanılan mavi cam nazar boncuklarının bir işe yaramayacağı iddia edilmekte. Öyle ya, basit bir cam nasıl nazarı kovsun ki. Halbuki o basit cam, nazar için bire bir olan kuvarsdan üretiliyor. Cam bir eşya ve ayna kırıldığında nazar çıktı denmesinin anlamı da bu olmalı ! Kırılan camdan kuvarsın enerjisi açığa çıkıp kötü enerjiyi kışkışlıyor olsa gerek ! Her zaman söylediğimi bir kez daha söyleme zorunluluğunu hissediyor ve diyorum ki : Geçmişten gelen geleneksel  kullanımları ve her türlü sözel bilgileri, çöpe atmadan önce, çok iyi düşünme ihtiyacında olduğumuz, günbegün netleşen bir gerçek olarak her fırsatta karşımıza  dikiliyor, elbette görmek isteyenlere.Hoşcakalın .

Sevgilerimle
Dyt. Güner Erbay

Yorum yazın

İsim (Gerekli)
Yorumunuz (Gerekli)

Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

Güner ERBAY yazıları

Yazarlar

Son yorumlar

Bu hafta en çok okunanlar

Video Haberler

8 YAVRUSU OLAN KÖPEĞİ DÖVEREK KATLETTİLERBOLU'DA GÖREVLİ İMAMDAN SKANDAL SÖZLERYAYLALARDA YIKIMLAR TÜM HIZIYLA SÜRÜYORBOLU'DA OTOMOBİLİN ÇARPTIĞI GENÇ KADIN YARALANDI
sanalbasin.com üyesidir