Veliler tedirgin…
İdareciler tedirgin…
Öğretmenler tedirgin…
Öğrenciler tedirgin…
Tüm Bolu tedirgin…
Daha bu hafta başında müdürü, müdür yardımcıları, öğretmenleri ve öğrencileri koronavirüse yakalanan bir okulun geçici olarak yüz yüze eğitim faaliyetlerine ara verdiğini kamuoyu ile paylaşmıştık.
Okul yönetimi vakalar sonrası gerekeni yapmış ve ‘Hiçbir şey insan sağlığından önemli değildir’ düsturuyla eğitim faaliyetlerine çevrimiçi devam etme kararı almıştı.
Peki diğer okullarda durum bundan farklı mı?
Tabii ki de hayır.
İlimizde birçok okulda idarecisinden öğretmenine, öğrencisinden çalışanına kadar koronavirüse yakalanan onlarca kişi var. Kritik durumda olduğu öne sürülen kişilerden söz ediliyor.
Korku dolu bir ortamda eğitim faaliyetlerine devam etmek ne kadar doğru?
Böylesine tehlikeli bir durumda eğitim faaliyetlerini yüz yüze sürdürmek niye?
Aşıda öncelikli sırada bile olmayan öğretmenlerimizi, öğrencilerimizi riske atmak niye?
Yeniden çevrimiçi eğitime geçmek için illa bir idareci, öğretmen, öğrencinin virüse kurban gitmesi mi gerekiyor?
Hangi veli ile görüşsem, hangi idareci ile görüşsem herkesin bu konuda fikri sabit.
Herkes hiç olmazsa tüm Ramazan ayı boyunca yüz yüze eğitime ara verilmesini, çevrimiçi eğitime geçilmesini istiyor.
Sayın Bolu Valisi Ahmet Ümit önderliğinde toplanan İl Umumi Hıfzısıhha Kurulu bu konuyu muhakkak gündemine alacaktır.
Gündeme de alınmalı çünkü bir nesli, eğitim camiasını telafisi olmayan bu sürecin içerisinde tutmak hiç akıl işi değil.
DİP NOT:
Peki okullarda ve ilde adeta patlama yapan vakaların artış nedeni nedir?
Bu soruya verilecek çok cevap var lakin şimdilik susmak en iyisi.
Sadece şunu söyleyebilirim. Küçük balıkları kovalarken büyük balıkları es geçmek, vakalarda tavan yapmamızdaki en büyük etken.