Öyle çok anın var ki,
Ama nedendir,
Birisi hepsini yeniyor zihnimde.
Daha önce görmediğim zayıflığında ,
Oturmuştun yatağın ortasına,
Nefes gelemiyor bir türlü sana,
Dolamıyor içine.
Sen şaşkın, çaresiz ,
Hayatın son anında gibi bitap.
Gidelim mi baba dedim.
Seni hastaneye götüreyim.
Gözlerin parladı birden ,
Olur dedin, sevindin,
Şaşırdım ve
Daha da çok korktum ben .
Bu kabulleniş, hayra alamet değildi !
Sevmezdin sen hastaneleri.
Gitmezdin biz ne yapsak!
Bir iki gün yattın ,
Şükür hayata dönüp,
Geldin yanımıza.
Kaldın bu tarafta.
Ne çok anın var zihnimde bilsen,
Yığın yığın.
Beni yurda bırakışın mesela,
Körebe oluşun evde,
Kollarını açınca sen ,
Kaçacak yer bulamayıp,
Divanların altına girişim.
Üniversite sınavında,
Beni bahçede bekleyişin.
Bir gece önce ,
Heyecanımı yeneyim diye
Bira içirişin !
Küçük bir kızken
Tarağını çıkarıp çıkarıp ,
Saçımı tarayışın !
Karabüke her gelişimizde,
Kahvecinin önünden geçerken,
Küçücük elimi,
Kocaman elinde tutuşun.
Elim elindeyken,
En küçük parmağımla oynayışın.
Kahve demek ,
Sen demek bende
Kahve demek,
Elim baba avucunda ,
Küçük parmağım seviliyor demek !
Kahve demek !
Seviyorum , seviliyorum demek !
Sevgi demek !
Haberini aldım dün.
İyi değilmişsin.
Belliydi anlamıştım.
Son aylarda yoktu enerjin.
Ama ben uzaktayım !
Cicim için buradayım ,
Gitme bir yere ben yokken,
Biliyorum, çok yoruldu kalbin,
Yeterince dolaştıramıyor oksijeni ,
Unutuyorsun bir bir, birçok şeyi.
Hatırlayıp hiç unutmadığın,
Çocukluğumuzda ,
Her akşam seni karşılayınca,
Ablamla beni kucağına alışın !
Biliyorum, bize olan sevgin ,
Tutuyor onu zihninde .
Daha geçen kış,
Beni kalbimden vuran cümleni,
Söyledin yine,
Başından aşağıya bakmazsan,
Sen hala bebeksin, dedin !
Bana, atmış yaşındaki bana,
Başka kim der bunu baba !
Güner Erbay