SIRRINA ERMEK İÇİN SIR OLDUĞUM AMBAR

SIRRINA ERMEK İÇİN SIR OLDUĞUM AMBAR
17 Mayıs 2021

İnternet de dolanmayı seviyorum.

İyi bir internet kullanıcı iseniz…

Bu özelliğinizin, arkaya dolanmaktan fazla puan getirdiğine şahitlik edebilirim.

Araştırınca, okuyunca, bakınca usulünce,

Göz gezdirince usulca,

Teslim olunca bilgiye tilki’siz!!!

Uykun da, karnın da doyuyor; onu diyebilirim.

Hem bilgin,

Hem ufkun,

Hem de vaktin dolu dolu geçiyor nitekim!

Mevzuya dair yüklü, vakıaya dair ön fikirli değilsen…

Bilginin ucu bucağı yok..

Nereye varacağını biliyor, önceliğini kestirebiliyorsan Google denen mahlûku, bilgi ambarından farksız hale getirebiliyorsun.

XXX

Bilgi dediysem..

Öyle alavere dalavere..

Tavşana kaç tazıya tut türünde değil.

Bildiğin bilgi..

Saf ve temiz…

Rutubetsiz,

Kuru,

Havadar,

Orijinal olarak saklanmış,

Kınında,

Çıkınında bozulmadan duruyor olursa…

Bilgi dediğin..

Ayar verilmemiş.

Ayarı bozulmamış,

İçine nifak sokulmamış olarak kalırsa..

Müthiş işler ortaya çıkıyor.

Bundan eminim.

XXX

Ben bilginin…

Atalarımızdan, dedelerimizden, ninelerimizden gelenine meftunum.

Ben bilginin…

Bizden önce test edilmiş, denenmiş, ekilmiş, biçilmiş olmasına saygı duyuyorum.

Yani!

Yanisi şu!!

Bana göre…

Bilginin karnı tok olmalı.

Bana göre…

Bilgi aç gözlü olmamalı.

Mecazen söylüyorum.

Her kına,

Her kana uyan bilgi; bilgi?

Her toprağa uyan bitki; bitki değildir.

Her kılıç kınını,

Her tohum çıkınını bilmelidir.

XXX

Çocukluğumun yaz ayları köyde geçerdi.

Ekin biçme safahatından, düvenden tınaz vaktine..

Samanın samanlığa,  buğdayın değirmene taşınmasına kadar olan süreci Yunus Dayımın köyünde geçirirdik.

Derdim bir köy güzellemesi yapmak,

Bir yaz macerası anlatmak hiç değil.

Ne o zaman?

Şu!

Harmandan geldikten sonra oynadığımız saklambaç oyununun sırrı, şamatası bir başkaydı meselâ.

Beni kimse bulamaz,

Orada olduğumu kimse tahmin edemezdi.

Benimkisi!!!

Oyun değildi.

Saklambaç ise hiç değildi.

Sırrına ermek için sır olduğum Ambar’dı vesselam!

Saklambaç oyunu benim için..

Saklanmanın sırrını bulabilmekti.

Ambar..

Buğdayı,

Unu,

Bakliyatı,

Ve de tohumu…

Sırladığı, sarmaladığı, gibi beni de bozulmadan saklayabilir miydi?

Küflenmemi engelleyebilir, bozulmamı geciktirebilir miydi.

O soruların cevabını arar durur; akranlarım beni saklambaç oynuyorum sanırdı.

Saklambaç o yaşımda dahi hiç amacım olmadı.

Ambar denilen tahtadan mamul devasa sandıklar…

Bozulmadan,

Küflenmeden,

Buğday gibi,

Un gibi,

Tohum gibi saklar mıydı beni de!!!

Derdim, sırrım, oyunum buydu benim.

XXX

Google’a “ambar” diye notlar düşüyorum.

Düşlerimin ikinci el pazarında satıldığını görünce şaşırmışım.

Meselâ…

İkinci el 100 yıllık ambar işi canımı acıtmıştı..

Sahibinden’di.

100 yıllık ambar’dı.

Ve üstelik…

İkinci el’di.

Satıcı…

  • “Hiçbir çörük eksik yeri yok yıllara meydan okuyan köy ambarı.
  • “Sökümü kişiye ait eksiksiz ambar”
  • “Ev yapımına kulübe yapımına uygun”
  • 100 yıllık ambar..

Kulübe yapılmak üzere sahibinden nokta com’da

Nokta!!!

XXX

Nokta koymadan önce bir de şu!

Google’da gördüğüm…

Samsun'un Ladik ilçesinde vatandaşların hibe ettiği ambarlarla kurulan ve dünyada bir benzerinin olmadığı bildirilen "Ambarköy Açık Hava Müzesi"

Tüm yorgunluğumu,

Tüm saklama kaplarımı aldı.

Eksi 18 ve artı 4 den mamul iki kapılı dolaplarımı perişan etti.

Ladik Kaymakamlığının 2010 yılında 14 bin metrekarelik alanda kurduğu Ambarköy, ahşap mimarisi açısından Osmanlı dönemi özelliklerini yansıttığını öğreniyorum.

22 buğday saklama ambarı, 4 ahşap ev, 2 sergen, 2 mısır serenderi ve 4 su kuyusuna sahip köy,

300 yıllık Şeyhülislam Mehmet Efendi Ahşap Camisi ile de göz kamaştırıyor.

Sebep olanlara, tarihi günümüze taşıyanlara helal olsun.

Samsun Büyükşehir Belediyesine devredilen Ambarköy tek kelime ile muhteşem bir proje olmuş.

Hatta Ambarköy’de kültür ambarı diye bir de kütüphane bile kurmuşlar.

Nemsiz, rutubetsiz…

XXX

Nereden geldik buraya…
Şuradan..

Mengen’de kurulan…

“Tohum Ambarı”ndan..

Tohum Ambarı fikriyatının sahibi, akademisyen Berker Çiftçi ile uzun süredir görüşemiyoruz.

İsmine uygun bir projeye imza atmış.

Son telefon görüşmemizde heyecanını sezmiş, büyük bir çalışmanın ve projenin içinde olduğunu fark etmiştim.

Paylaşmak hissiyatını sezmeme rağmen şartlar ve pandemi süreci her bir şeyin olduğu gibi bu tasarıdan erken haberdar olmamın önüne geçmişti.

Olsun’du.

Gurur duyduklarımız orda, Mengen’de dursun’du.

Gitmesek de

Gezmesek de.

Varmasak da.

Nasıl o köy bizim köyümüz ise.

Dostlar da;

Kardeşler de;

Her zaman dostumuz, kardeşimiz olarak kalacak demektir.

O diil de şu!

Berker Çiftçi’nin eline emeğine sağlık.

“Tohum Ambarı”

“Böyle Başladı Tüm Hikaye” için vaktimiz olursa buluşmak üzere…

 

 

 

 

 

 

Yorum yazın

İsim (Gerekli)
Yorumunuz (Gerekli)

Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

Mustafa Nuri GÜRSOY yazıları