Akgül, mesajında şu ifadelere yer verdi: "Türk Milletinin makûs talihini yenen, bu necip millete bir Cumhuriyet armağan eden, Türk’ü ve Türklüğü hak ettiği noktaya getirebilmek için bu yola bütün hayatını koyan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün sonsuzluğa uğurlandığı günü idrak etmenin hüznünü yaşıyoruz. 10 Kasım; Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete intikal ettiği, Türk milletinin hafızasına bir matem günü olarak kazıdığı günün adıdır. 10 Kasım; asırlar boyunca geri çekilen, adı sanı yok edilmek istenen bir milleti şaha kaldıran ulu önderin ebedi istirahatgâhına uğurlandığı yasın adıdır.
O’nun fikirlerini anlamak, emanetlerine sahip çıkmak, kurtardığı vatanı sonsuza dek yaşatmanın gayesi ve gayreti içerisinde olmak Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e minnetimizin bir nişanesi olmalıdır. “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır ama Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” sözünü şiar edinerek, O’nun omuzlarımıza yüklemiş olduğu sorumlulukların bilincinde olarak birinci vazifemizi bütün varlığımız ve mevcudiyetimiz ile Türk istiklal ve cumhuriyetini korumak olarak addetmeli, ömrünü adadığı milletini muasır medeniyetler seviyesine çıkarmayı görev bilmeliyiz. Özellikle ülkemize yönelik devam eden iç ve dış tehlikelere karşı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk milletine ve Türk gençliğine emanet bıraktığı Türkiye Cumhuriyetini muhafaza ve müdafaa etmeli, O’nun açtığı yolda gösterdiği hedefe durmadan yürüme iradesi ve kararlılığını her zamankinden daha fazla göstermeliyiz.
Ömrünü; Türk milletinin milli şuur kazanması, bağımsız, onurlu bir yaşam sürmesi, milletinin insanlık âlemi içinde şerefli yerini daima koruması gibi ideallere adayan Mustafa Kemal Atatürk ile aynı idealler çerçevesinde birleşmek, O’nun manevi mirasına titizlik ve ehemmiyetle sahip çıkmak en kutsal görevlerimizin başında gelmektedir. Unutulmamalıdır ki Mustafa Kemal Atatürk; İnönü’de ayağa kalkan, Sakarya’da şahlanan, Büyük Taarruz’da cihana Türk’ün mührünü vuran, zamanın susup Türk’ün konuştuğu şahsiyetin adıdır. Ulu Önder Atatürk; Antep’te düşmana kan kusturan Şahin Bey, Maraş’ta namusuna dil uzattırmayan Sütçü İmam, inanmışlıkta Ezineli Yahya Çavuş, adanmışlıkta Şerife Bacı olmaktır. Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak Türk olmaktır. Türk milletine hizmet etmeyi en yüce ülkü saymaktır. Bu uğurda yedi düvele Türk’ün gücünü, kör acuna Türk’ün adını yazdırmaktır. Bir takım elbisesi bile olmadan yola çıkmak, milletinin bağımsızlığı için boynunda idam fermanı ama yüreğinde vatan hasretiyle yanıp tutuşmaktır Mustafa Kemal olmak.
Bizler de onun bize tekrar vatanlaştırdığı bu kutsal vatanda, onun ülkülerini yaşatmak, ileri görüşlülüğü, askeri dehası ile dünyanın en büyük devlet adamı olan Gazi Atatürk’ü ebediyete kadar anlatmak arzusunu daima canlı tutmalı ve bu vatan coğrafyasını düşün dünyasını oluşturan Türk milliyetçiliği ile “Ne Mutlu Türküm Diyene” şuuru ile inşa etmeliyiz. Bu noktadan hareketle Aziz Atatürk’ün Türk gençliğine emanet ettiği cumhuriyeti hiçbir şart ve koşul altında, yorulmadan, duraksamadan, atalete kapılmadan, büyük bir azim ve kararlılıkla daima ileri taşıyacak ve gelecek kuşaklara aktarmayı vazife sayacağız. Bu vesileyle; ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapan, muhtaç olduğu kudreti damarlarındaki asil kandan alan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ebediyete uğurlanışının 82.yılında rahmet, minnet, şükran ve dua ile anıyoruz."
